16 Ağustos 2013 Cuma

Rihanna mayoyla alışverişe çıktı

Mayoyla alışverişe çıktı

Rihanna mayoyla alışverişe çıktı

Özel tasarım mayosuyla alışveriş merkezinde dolaşan Rihanna, kendisine yönelik meraklı bakışlara gülümseyerek yanıt verdi

ntvmsnbc
Güncelleme: 12:17 TSİ 13 Temmuz. 2013 Cumartesi
Manchester'da vereceği konser öncesinde ani bir kararla birkaç gün Monaco'da tatil yapamaya karar veren Rihanna, kiraladığı lüks yatına binmeden önce alışveriş yaptı. Alışveriş merkezine mayosuyla giren Rihanna, meraklı bakışlara aldırmadı.
Tasarımcı Matthew Zink tarafından kendisine hediye edilen siyah mayoyla alışveriş merkezine adım atar atmaz etrafı meraklı bir kalabalık tarafından sarılan Rihanna, hayranlarının ilgisine gülümseyerek karşılık verdi. Bir grup arkadaşı da ünlü şarkıcıya eşlik etti. Rihanna, terlik alıp alışveriş merkezinden ayrıldı.

6 Temmuz 2013 Cumartesi

Konut Kredisi Faiz oranları

Konut Kredisi Faiz Oranlarındaki Artış Devam Ederse Projeler Başka Çözümler Arayacak

Tarih: 04/07/2013
Poje sahipleri konut kredisi faiz oranlarındaki artış devam ederse, tüketiciye sıfır faizli vade farksız konut kredisi ile farklı ödeme seçenekleri sunacak
Temmuz başı itibarıyla yeniden hareketliliğin başladığını söyleyen sektör oyuncuları, olası kredi faiz oranı artışına karşın
 kampanya silahını çekti. Kimisi 36 aya kadar sıfır faiz kampanyası başlattı, “Faiz artarsa farkı biz sübvanse ederiz” görüşünde. Ancak durum o kadar kötümser değil. Finans çevreleri kısa vadedekonut kredisi faizin yönünün yüzde 0.8'ler seviyesinde kalmasını bekliyor. Konut için ramazan boyunca büyük hareketlilik beklemeyen sektör, bayram sonrası için ümitli. Özellikle KDV avantajlı stoktaki projeler bu süreçte daha da önce çıkacak gibi görünüyor.
36 Ay Vadeli Satışlar Hızlandı
ÖZYURTLAR İnşaat A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Özyurt
“Haziran ayı başında yaşanan Gezi Parkı olaylarından dolayı bir 15 gün durgunluk yaşadık. Daha sonrasında Temmuz başına kadar oldukça hareketli bir satış grafiği yakaladık. 36 ay vade ile sabit 0,80 konut kredisi faiz oranı kampanyası başlattık. Yatırımcıdan daha çok oturumcuya yönelik konut sattığımız için bu yazı kampanyalarla birlikte hızlı geçirmeye hazırlanıyoruz.” 

 

Özak GYO Genel Müdürü Sadun Coşkuntürk

“%1 KDV kışın bile hareketlilik getirdi”

 

“Bu yılı gayrimenkul sektörünün normal yılı olarak değerlendirmemek gerekiyor. Yılbaşında yüzde 1 KDV avantajını cebine koyan firmaların yarattığı satış hacmi, sakin geçen kış aylarının yanı sıra artışla yaşandı. Yaz ayları da normalde rutin bir şekilde sakin geçer. Biz kredi faizlerinin yükselmesinden yana bir endişe taşımıyoruz. Çok agresif bir değişiklik olacağını düşünmüyorum. Biz 40-50 yıllık kullanılabilecek ihtiyaç duyulan ürün satıyoruz. Bu sebeple küçük artışlar bu alımları etkilemez.”
Bankalar Konut Kredisi Faiz Oranını Arttırsın Sübvanse Ederiz
Sur Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Altan Elmas

“”

 

“
Haziran ayında kampanyaları yeni bitirdik. Ramazan ayı insanların tatilden dönmeye başladığı dönemler. O dönemde yeni kampanyalar yapabiliriz. Bankalara konut kredisi faizlerini artırsa bile, biz bunu sübvanse edebiliriz. Böyle durumda firmalar kendi bünyelerinde kampanyalar yapıyorlar. Bu da çok maliyetli oluyor ve nakit akışını uzatıyor. Biz nakit akışını projelerin bitimine kadar tamamlamayı planlıyoruz. Maksimum 36 aya kadar vade oluyor. Bu rakamı 60 aya çıkardığımız zaman firmalar zorlanır. Şu anda acele edilecek bir durum yok. 4 puanlık bir artış var.” 

 

Ege Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı

“Taksit ödemeleri 2014'e ertelemeli"

 

“Son dönemde hem yurtiçi hem de uluslararası piyasalarda yaşanan gelişmeler ile birlikte faiz oranlarında bir artış olduğu doğru, ancak bu artışa rağmen oranlar hala tarihi dip seviyelerde gezmekte.
Konut sektöründe daha hareketli sezonlar her zaman ilkbahar ve sonbahar olmuştur, bu sebeple  sektörde yaşanabilecek bir yavaşlamanın daha çok mevsimsel sebeplerden kaynaklanacağını düşünüyorum. Batışehir projemizde ilk etapta bulunan 1020 dairenin teslimini bu yıl içinde yapacağız, bu etapta kalan son 89 daire için başlattığımız yeni bir kampanyamız var. Bu kampanyada müşterilerimiz bu yıl içinde anahtarını alacakları konutlar için taksit ödemelerini 2014 yılına öteleyebiliyorlar.”

 

Ant Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Okay 

 “Maliyetler artacak bu bir gerçek” 

 

“Sektörümüz açısından yılın ikinci yarısını değerlendirecek olursak; Dışarıdan Fed kaynaklı hareketler neticesi faizlerin artışı ile konut kredileri faizlerindeki artış alıcıları etkilediği, döviz kurlarındaki artışa paralel oluşacak enflasyon ile maliyetlerde artış alacağı da kaçınılmaz bir gerçek. Bu arada Taksim olayları sebebi ile kısa vadede sadece turizm değil bir takım yabancı gayrimenkul alıcılarını da kaçırdığımızı gözlemledik.  Kısa vadede önümüzdeki üç ay Ramazan, yaz tatili vb. sebepler ile zor geçeceğe benziyor ancak son çeyrekte bir düzelme bekliyoruz. Önümüzdeki yıl seçimlerin olması yanında son dönemde bozulan dış  kaynaklı ekonomik verilerin yerine oturacağını düşünüyoruz ve bizce en önemli unsur deprem, kentsel dönüşüm vb. gerçeklerinin yanında “Gayrımenkul yatırımları” artık tüm enstrümanlardan çok daha fazla  getirisi olduğu gerçeğidir ki Ant Yapı Olarak son çeyrekte üç projede çok özel konseptli toplam 1000 konutluk projeye başlamayı planlıyoruz.
Konut Kredisi Faiz Oranlarındaki Artış Devam Ederse Başka Çözümler Aranacak
Dumankaya İnşaat Yönetim Kurulu Başkan Vekili Barış Dumankaya
"Dumankaya İnşaat olarak her zaman müşteri beklentilerine yönelik çözüm odaklı projeler ve finansman seçenekleri sunuyoruz. İstanbul’un yatırım değeri en yüksek semtlerinde yer alan projelerimizde Temmuz ayı sonuna kadar sürecek “0” faizle vade farksız ödeme seçeneklerinden yararlanacakları yeni bir konut kredisi fırsat sunduk. Kredi faiz oranlarındaki artışın devam etmesi durumunda sektör olarak müşterilerimize farklı ödeme seçenekleri ve çözümleri sunmaya devam edeceğiz."
Beklenen Durgunluk Tahminimizden Önce Geldi
Fer Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ramadan Kumova
Son dönemde yaşanan olaylar, Haziran ayı sonunda beklediğimiz durgunluğu ay başına çekti. Şu anda gözlemliyoruz. Bayram sonuna kadar gidişatı takip edeceğiz. Sonrasında alıcılarla banka arasındaki köprü görevimizi yapacağız. Bunların geçici olduğunu düşünmek istiyoruz. Dolar kurundaki hareketlenmeler henüz maliyetlere yansımadı ama böyle giderse ilerleyen günlerde inşaatı ana hammaddelerine yansıyabilir."
Konut Kredisi Faiz Oranlarının Artması Henüz Alarm Oluşturmadı
Teknik Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı UMUT DURBAKAYIM
"Konut finansman oranlarının (konut kredisi faiz oranlarının) bir iki barem yükselmesi, sektörde henüz bir alarm durumu oluşturmadı. Çünkü sektör zaten yaza özel hazırladığı; kısa ve orta vadeli ödeme seçeneklerindeki sıfır faiz oranı gibi kampanyalarla tedbirini ilk başta aldı. Hatta bazı firmalar bankalarınkonut kredileri faiz oranlarının yükseltilmesi yönündeki taleplerini kendi imkanlarıyla sübvanse ederek nihai tüketiciye yansımamasını sağladı. Bu durumun geçici olduğunu düşünüyoruz ve konut satışlarına olumsuz yansıyacağını sanmıyoruz.

20 Haziran 2013 Perşembe

Sakarin

Sakarin hakkında

sakarinSakarin 1879 yılında John Hopkins Üniversitesinde keşfedilen yapay şekerdir. İkinci Dünya Savaşına kadar kısıtlı bir şekilde kullanılmıştır. Şekere olan talep sakarinin kullanımı artırdı ve 1960 yıllarında Amerika da kilo kontrolüne karşı oluşan ilgi ile popülerliği arttı.
100 yılı aşkın vakittir sakarin şekerin düşük kalorili alternatifi olmuştur. Maliyeti ve fonksiyonel özellikleri ile günümüzde halen değerli bir kalorisi düşük alternatif olmasını sağlıyor.
Sakarin en çok çalışma yapılmış yemek malzemelerinden biridir. Yapılan bu çalışmalarda sakarinin güvenliliği ile ilgili bir sakınca bulunamadıysa da, geçmişte aksi ile ilgili tartışmalar yaşanmıştır. Geçmiş yıllarda anlaşmazlığa sebebiyet veren bir çalışma olmuş ve sonuçlarına ilişkin olarak yapılan bir çalışmada sodyum sakkarin verilmiş erkek sıçanlarda idrar torbalarında tümör bulunmuştur. Bunun üzerine yapılmış 30′u aşkın çalışmada sakarinin kanser ile bağlantısı bulunamamıştır. Aksine çalışmaların sonucunda sakarinin güvenliliğini desteklenmiş oldu.
Amerika Birleşmiş Devleti’nin Sağlık Bakanlığına bağlı Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nin kollarından birisi olan Gıda ve İlaç Araştırma Laboratuarı başkanlığı yapan toksikolog Bernard Oser, Ph.D, konu ile ilgili olarak şu sözleri sarfetmiştir, “Hiçbir kimyasal katkı maddesi bu kadar çok laboratuarda, bu denli uzun sürede, bu kadar farklı hayvanlarda (insanlar dahil) ve ardarda gelen jenerasyonlarda testlerden geçirilmemiştir ve halen sakarin kadar zararsız olduğunu görülmemiştir.” 1

Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı
Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC – The International Agency for Research on Cancer), Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) bağlı bir kuruluştur. Dünya Sağlık Örgütü, Birleşmiş Milletler bünyesinde çalışma yapan uluslararası bir örgüttür.
IARC’nin görevi insanlarda görülen kanserin nedenlerini ve kanserojen mekanizmaların işleyişini tespit etmek, bu amaçla yapılan çalışmaları desteklemek ve organize etmek, kanserin kontrol altına alınması için bilimsel stratejiler geliştirmektir.
Kuruluş hem epidemiyoloji hem de laboratuar çalışmalarında ve elde edilen bulguların basın-yayın, toplantı, kurs vs. yollarla dağıtılmasında etkin rol alır.
Ajansın 1999 yılında yayınlamış olduğu karar ile sakarini Grup 3 Kategorisine koyarak, sakarinin insanlarda kansorejen etkisinin olmadığını belirtmiştir.
  • Sakarin ve tuzlarının, tatlandırıcı olarak kullanıldığında insanlarda kansorejen etkisi için yeterli delil bulunmamaktadır.
  • Soydum sakkarinin hayvanlarda kansorejen etkisi olduğuna dair yeterli hayvan deneyleri ve deliller bulunmaktadır.
  • Sakarin (asit formu) ve kalsiyum sakkarin için hayvansal deneyler ile yapılmış delillerin kansorejen sınıfa sokulması için yetersizdir.
Yapılan araştırmaların sonunda çıkan mesane kanseri  araştırmalarının sonucunun aslında doğru olduğu fakat bunların sadece hayvanlarda olduğu ve bizim fizyolojik yapımızın onlarınkinden farklı olmasından dolayı insanlar için böyle bir riskin olmadığı belirtilmiştir.2

En Çok Kullanılan Zehir:Aspartam

En sık kullanılan zehir: Aspartam E951

27.12.2012 - Ayşe Bereket
Aspartam nedir ve yan etkileri nelerdir
1965 yılında keşfedilen aspartam, sükrozdan (sofra şekeri) 200 kat daha tatlı ve çok daha az kalorili, 90’dan fazla ülkede ilaç, gıda ve içecek sektöründe çok sık kullanılan bir suni tatlandırıcıdır.

Laboratuvar ortamında elde edilen aspartam üç ana maddeden oluşmakta: %40aspartik asit (ya da aspartat, bir tür amino asit), %50 fenilalanin (bir tür amino asit) ve %10 metanol (metil alkol).


Metanol ya da metil alkol bildiğiniz gibi antifriz, bazı yanıcı maddeler ve kaçak içki yapımında kullanılan öldürücü bir nörotoksindir. Metil alkol karaciğerde formaldehit ve formik asite metabolize olur.
Aspartik asit ve fenilalanine gelince, tatlandırıcı üreticileri bu maddelerin gıda ve içeceklerde doğal olarak bulunduğunu belirtiyor. Ancak yapılan araştırmalara göre, yiyeceklerde bulunan bu aminoasitler başka aminoasitlere bağlı olduklarından sağlığa zarar vermiyor. Aspartamın içindeki (%40) aspartik asit ve (%50) fenilalanin ise, midedeki enzimler tarafından ayrıştırılıyor ve serbest kalan fenilalanin metabolizma tarafından diketopiperazin adındaki kanserojenbir maddeye dönüşüyor. Aspartik asit de, sinir hücrelerinin stimüle ederek bunların ölümüne yol açan eksitotoksin adlı toksik maddeye dönüşüyor.

Özetle, aspartam insan vücuduna girince hem bir kanserojene, hem bir nörotoksine (sinir sistemi üzerinde zararlı etkileri olan bir zehir) hem de bir eksitoksine (sinir hücrelerini öldüren toksik madde) dönüşüyor. 



Aspartam, FDAe (U.S. Food and Drug Administration – Sağlık Bakanlığı’na bağlı Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) tüm bildirilen gıda katkı maddeleri yan etkilerinin %75’i oluşturmakta. Aspartamın sebep olduğu belgelenmiş 90 tane semptomdan bazıları: baş ağrısı, migren, baş dönmesi, nöbet, bulantı, uyuşma, kas spazmları, kilo artışı, deri döküntüsü, depresyon, yorgunluk, sinirlilik, çarpıntı, uykusuzluk, görme bozuklukları, işitme kaybı, nefes zorluğu, anksiyete atakları, konuşma bozukluğu, tat kaybı, tinnitus (kulak çınlaması), vertigo, hafıza kaybı ve eklem ağrıları. Aspartamın yan etkilerini inceleyen bilim adamları ve doktorlara göre beyin tümörleri, MS, epilepsi, kronik yorgunluk sendromu, Parkinson, Alzheimer, mental gerilik, lenf kanseri, lösemi, doğum kusurları, fibromialji ve diyabet aspartam kullanarak tetiklenebilir ya da ağırlaşabilir. 

Ayrıca Fenilketonüri (amino asit metabolizmasının bozulması sonucu meydana gelen kalıtsal bir hastalık) hastaları aspartamın içerdiği fenilalanini metabolize edemedikleri için, kanda biriken bu madde beyinde harabiyet yapar ve en ciddi sonucu fenilalanin ve türevlerinin birikmesine bağlı olarak mental gerilik oluşmasıdır.

Aspartamın karanlık geçmişi

Peki günümüzde en tehlikeli gıda katkısı olarak kabul edilen aspartam nasıl keşfedildi, yasallaştırıldı ve kullanımı nasıl hala bu kadar yaygın olabiliyor?

1965 yılında G.D. Searle İlaç Şirketi’nde, bir ülser ilacı üzerinde çalışan bir kimyager şekerden 200 kat daha tatlı fakat kalorisi olmayan aspartamı keşfeder.

1967’de Searle FDA’ye başvurmak için gerekli testleri başlatır ancak Searle adına bu testleri yavru maymunlar üzerinde yöneten Harold Waisman adında bir biyokimyager, aspartamlı sütle beslenen yedi maymundan birinin öldüğünü ve beş tanesinin de granmal nöbet geçirdiği bildirir.

Bu arada 1970’ın sonlarına doğru, pazar payı en yüksek düşük kalorili suni tatlandırıcı Siklamat, bazı bilim adamları tarafından kanserle ilişkilendirildiği için piyasadan kaldırılır. Aynı sıralarda, geriye kalan tek suni tatlandırıcı Sakarin de kamuoyunda sorgulanmaya başlar. Artık Aspartam için pazarda yer açılmıştır. 

1971’de Dr. John Olney (sinir sistemi ve beyin üzerine araştırma yapan ve monosodium glutamatı bebek mamalarından çıkarılmasını sağlayan bilim adamı) araştırmalarının aspartik asitin yavru farelerin beyinlerinde delik açtığını Searle’e bildirir. Searle’ün kendi araştırmacılarından biri benzer bir araştırmayla Dr. Olney’i onaylar.

Şubat 1973’te testlere onlarca milyon dolar harcayan Searle, FDA onayı için başvurur ve aspartamın güvenli olduğunu ispatladıklarını iddia ettikleri yüzün üzerinde araştırma sunar. Mart 1973’te bu verileri inceleyen ilk FDA bilim adamları Searle’ün verdiği bilgilerin aspartamın güvenirliliğini göstermeye yeterli olmadığını ve daha fazla laboratuvar testi gerektiği açıklarlar.

Mayıs 1974’te (Siklamat’ın piyasadan kalkmasında büyük rol oynayan) Avukat Jim Turner ve Dr. Olney’in 1971 yılında yavru farelerin beyinlerinde delik açılmasıyla sonuçlanan araştırmasını tartışmak için Searle temsilcileriyle bir araya gelir. Ancak, Temmuz 1974’te FDA aspartamın kuru gıdalarla sınırlı kullanımı için ilk onayını verir. Ağustos ayında Avukat Jim Turner ve Dr. Olney aspartam’ın onayına karşı ilk itirazlarını sunar. Aralık
1975
’te FDA aspartam onayına durdurma kararı alır ve Searle’ün aspartamı pazarlamasını engeller


1976’da Turner ve Olney’in dilekçeleri Searle laboratuvarlarının FDA tarafından denetlenmesine yol açar. Sonuç, Searle test prosedürlerinin şişirme, hata dolu ve test verilerinin manipüle edildiğidir. Denetmenlerin raporunda “o güne kadar Searle testleri kadar kötü bir şeye rastlamadıkları” yazmaktadır.

1977 inanılmaz numaraların döndüğü önemli bir yıl. Ocak 1977’de FDA, Amerika Adalet Bakanlığı’na Searle’e aspartam güvenirlilik testleri sırasında bulguları saptırmak ve “gerçekleri gizlemek ve yalan açıklamalar yapmak” sebebiyle dava açılabilir mi diye araştırması için tahkikat heyetinin kanuni takibat başlatması için resmî başvuruda bulunur. Bu, FDA tarihinde ilk defa bir üreticiye ceza davası açmak istemesidir. İşler bu noktada iyice “kirlenmeye” başlıyor. Bir iki hafta sonra, Searle’ün Avukatları Sidley & Austin Searle araştırmasının başındaki savcı Samuel Skinner ile iş pazarlığına oturuyor. Mart ayında ise Searle Donald Rumsfeld’i CEO olarak işe alıyor. Rumsfeld hatırlayacağınız üzere eski bir kongre üyesi, Ford hükümeti’nin Savunma Bakanı, daha sonra 2001’de George W. Bush’un da Savunma Bakanlığını yapmış, 11 Eylül olaylarından sonra çıkan Irak ve Afganistan savaşının mimarıdır. Rumsfeld Searle’ün üst yönetimine birçok Washingtonlu ahbabını yerleştirir. 

Temmuz
’da Samuel Skinner savcılıktan ayrılır ve Searle’un avukatlık bürosunda çalışmaya başlar. Ağustos’ta FDA Bressler raporunu yayınlar. Raporda Searle araştırmalarından birinde, 196 hayvandan 98’inin öldüğü ve bazılarının ancak bir yıl sonra otopsi yapıldığı açıklanır. Birçok başka hata ve tutarsızlık olduğu da tespit edilir. Aralık ayında Savcı Skinner’ın geri çekilmesi ve istifası kanuni takibat sürecini o kadar yavaşlatır ki, aspartama karşı yapılan suçlamalar zaman aşımına uğrar ve tahkikat heyeti kanuni takibatı bırakır.


1979’da FDA aspartam’ın güvenirliliğine araştırması için bir Kamu Araştırma Kurulu kurar. Bir yıl sonra bu kurul hayvanlarda oluşan beyin tümörleri hakkında daha fazla araştırma yapılmadan onaylanmaması gerektiğine karar verir. “aspartamın güvenli bir gıda katkı maddesi olarak kullanılmasına dair kesin kanıt sunulmadığını” açıklar.

1981 diğer çok önemli bir yıldır. Ocak 21’de Ronald Reagan Başkanlık yemini eder. Reagan’ın geçici kabinesinde yer alan Searle’ün CEO’su Rumsfeld kendi eliyle yeni FDA Başkanı Dr. Arthur Hull Hayes Jr.’u seçer. Reagan’ın yemininden bir gün sonra, Searle FDA onayı için yeniden başvurur. Mart’ta yeni FDA Başkanı Kamu Araştırma Kurulu’nun sonuçlarını tekrar gözden geçirmek için özel bir panel kurar. Mayıs’ta beyin tümörü meselesini araştıran altı FDA bilim adamından üçü aspartamın onaylanmaması gerektiğini ve Searle’de yapılan testlerin güvenilir ve yeterli olmadığını açıklar. Temmuz1981’de Rumsfeld tarafından seçilen yeni FDA Başkanı’nın ilk icraatlerinden biri Kamu Araştırma Kurulu’nu hiçe sayarak, kendi FDA ekibinin önerilerini görmezden gelerek aspartamın kuru gıdalarda kullanımı için onaylamak olur. 
Ekim 1982’de FDA, Searle’un gazlı ve diğer içeceklerde kullanımının onaylanması için başvurduğunu açıklar. Temmuz 1983’de National Soft Drink Association (NSDA – Ulusal Alkolsüz İçecek Birliği) aspartam’ın likit halde çok değişken olduğunu ileri sürerek, aspartamın gazlı içeceklerde kullanılmasının daha fazla veri elde edilene kadar ertelenmesini talep eder. Likit haldeki aspartam 30 derecenin üzerinde bir ısıda kaldığında, iki iyi bilinen toksin DKP (Diketopiperazin) ve formaldehite dönüşmekte. Aynı yıl NSDA’nin yanında başka bağımsız avukat ve bilim adamlarının da FDA’ye resmi itirazlarda bulunmalarına rağmen, 1983 sonbaharında aspartam içeren gazlı içecekler tüketiciye sunulur.

4 Haziran 2013 Salı

Reishi mantarının faydaları

Kırmızı Reishi Mantarının Faydaları

reishi mantari
Reishi Mantarı
Kırmızı reishi mantarı; faydaları, yararı ve tedavi edici özellikleri ile bitkiler aleminin kralı olarak anılmaktadır. Çinli Shennong tarafından milattan önce keşfedildiğine inanılan reishi, Batı'nın yükselen trendi olan Çin tıbbında mutluluğun-ruhun mantarı olarak isimlendirilmiştir.

Reishi mantarının, faydaları için kullanılmaya başlanması, 210 yılına yani 1800 yıl önceye dayanmaktadır. Çinli aristokratların, kırmızı rengi ile sağlığa faydalarını göstermek ister gibi, ağaç gövdelerinde büyüyen bu mantarı kaynatıp suyunu içtikleri bilinmektedir. Sağlık hissine, ruh güzelliğine, mutluluğa yol açtığı için sadece aristokrasinin zengin elitleri tarafından kullanılan şifalı bir mantar olmuştur.

Reishi Mantarının Faydaları

Reishi mantarı, antibiyotiklerin henüz insanoğlu faydasına sunulmadığı uzak tarih boyunca belli başlı hastalıkların tedavisinde kullanılmıştır. Bu mantarı düzenli olarak kullanma şansına sahip kişilerin daha uzun yaşadığı, genel olarak daha sağlıklı ve fiziksel olarak daha güçlü olduğu görülmüştür. 

İlk antibiyotiklerin bir mantar türü olan penicilium mantarından elde edilmiş olması, mantarlarıninsanlık tarihinde ne büyük etkilere sahip olduğunun en büyük göstergesi. Tifo, verem, zatürre gibi bakteriyel hastalıklar neredeyse tarihe karıştı, antibiyotiklere ulaştığımız müddetçe korkulacak hastalıklar olmaktan çıktılar. 

Reishi mantarının tarihte hangi hastalıkların tedavisinde kullanıldığını izah edelim:
  • tüm akciğer hastalıkları tedavisi 
  • tüm kalp hastalıkları tedavisi
  • tüm karaciğer hastalıkları tedavisi
  • tüm viral hastalıkların tedavisi
  • zayıflık, halsizlik, iştahsızlık
Reishi mantarının günümüzde hangi hastalıkların tedavisinde kullanıldığı izah edelim:
  • kanser tedavisi - akciğer, meme, mide, bağırsak, prostat, mesane, rahim, rahim ağzı kanseri
  • hepatit A, hepatit B, hepatit C tedavisi
  • karaciğer yetmezliği - siroz tedavisi
  • diyabet tedavisi veya kontrolü
  • yüksek tansiyon ve buna bağlı damar hastalıkları
  • hpv, herpes gibi viral genital siğiller - yaralar

Reishi mantarı kullanımı - nasıl kullanılır?

Reishi mantarı kullanımı, mantar küçük parçalara ayrıldıktan sonra 15-20 dakika kaynatılması ve süzüldükten sonra suyunun içilmesi şeklindedir.

Reishi mantarının diğer kullanım şekilleri tamamen veya kısmen faydasızdır. Neden?

Reishi' nin hücreleri, "kitin" isimli bir madde ile çevrilir. Bu madde, sindirim sistemi tarafından sindirilemediği için mantarın hücresinde bulunan, faydaları - yararları bilinen şifalı maddeler vücudumuza faydası olmadan boşaltım sistemimiz tarafından atılır. Peki kaynatmak nasıl çözüm oluyor?

Mantarın hücresini çevreleyen kitin, su ile temas ettiğinde erimektedir. Suyun sıcak olması ise erimesini hızlandırmaktadır. Bu nedenle, reishi mantarını olabildiğince küçük parçalara ayırıp su ile temas alanı artırılmalı ve 15-20 dakika kaynatıldıktan sonra kahverengi - kırmızı arası renk alan suyu içilmelidir. Suyunu ne zaman içmek gerekir? 

Reishi mantarının suyu, diğer deyişle Reishi Mantarı Çayı, hazırlandıktan sonra mümkün olduğu kadar hızlı tüketilmelidir. Kaynatma esnasında suya geçen şifalı maddeler, hava ile temas ettikleri sürece etkinliğini yitirirler. Reishi çayını hemen içemiyorsunuz, ne yapmalısınız ?

Reishi mantarı çayını, hava ile temas etmeyecek şekilde ağzı kapalı cam- emaye bir kapta en fazla 2 gün muhafaza edin.

24 Mayıs 2013 Cuma

Şatobiryan


Chateaubriand (Şatobiryan) nerede yenir?

Önceki Yazı << Sonraki Yazı >> 
 
Damak tadı sayfasında bu hafta adının asilliği ve lezzetiyle Şatobiryan bulunuyor. Usta aşçıların, et yemeklerinin en asili olarak gördüğü Şatobiryan Fransa mutfağının en lezzetli yemeklerindendir. Adını döneminin Fransa’daki Londra Büyükelçisi Kont François Renè Vicomte de Chateaubriand’dan almıştır ve ilk kez bearnaise sosunun yaratıcısı Montmireil tarafından Kont Chateaubriand adına hazırlanmıştır. Bu asil Fransız yemeği pahalı bir et olan dana bonfileden yapılıyor. Bu etin özelliği ise sinirsiz ve yumuşak olması, üzerinde tenya ve asalakların olmaması, mikroplardan uzak olmasıdır. Bonfilenin yanında tereyağı, mantar, domates ve baharat da kullanılan malzemeler arasında. Şatobiryan hazırlanırken öncelikle fileto vurularak yassılaştırılır. Lezzetine lezzet katması için tercihe göre fileto, tereyağıyla kaplanarak 24 saat süreyle buzdolabında marine edilir. Yassılaştırma işleminden sonra, tuz ve biberle harmanlanarak kızartılır. Yüksek bir sıcaklıkta 5-6 dk süreyle her iki tarafta pişirilip servis tabağına konur. Bu sırada domatesler fırında ya da ızgarada pişirilir, mantarlar tereyağında sote yapılarak domateslerin üzerine oturtulur. Domatesler, servis tabağına, Şatorbiryan etinin yanına konur. Garnitur olarak kızarmış patates ve bearnaise sosuyla beraber servis edilir. Özel akşamların asil yemeği Şatobiryan’ı Alanya’da ustalıkla hazırlayan mekanları sizler için gezdik.

***

  

Goldcity

Goldcity Turizm Kompleksi Şatobiryan’ı afiyetle yiyebileceğiniz adreslerden. Usta Aşçı Erdem Dırbalı tarafından hazırlanan Şatobiryan’ın ana malzemeleri 500 gr bonfile eti, patates, kabak, havuç, mantar, kiraz domates, sarımsak, soğan, taze kekik, demiglas sos, ayçiçeği yağı, tereyağı ve baharatlar. Bonfile eti ayçiçeği yağında taze kekik ve sarımsak ile tavada kızartılarak baharatları eklendikten sonra fırına atılıyor. Yaprak şekli verilen sebzeler suda haşlandıktan sonra tereyağında soteleniyor. Şatobiryan, istenilen kıvamda piştikten sonra sebzeler ve demiglas sos ile servise sunuluyor.

***

  

Memento

Şatobiryan yemeğini en iyi şekilde hazırlayıp sunan mekanlar arasında Memento Restoran da bulunuyor. Memento’da Şatobiryan, 400 gr bonfile eti, baharatlanmış fırın patates, çam fıstığı, kavrulmuş Fransız fasulyesi ve Memento mutfağına özel bearnaise sos ile hazırlanıyor. Timur turna tarafından minimum 2 kişilik hazırlanan Şatobiryan, müşteri isteğine göre az veya çok pişmiş olarak sunuluyor. Daha önceden hazırlanmış servis tabağına bonfileler yerleştirilerek Memento’da hazırlanan bearnaise sos eşliğinde servis ediliyor. Memento’da 2 kişilik Şatobiryan’ın ücreti 90 TL.

***

 

Barcelona

Alanya’da Şatobiryan yemeğinin doğru adreslerinden bir tanesi de Barcelona Restoran. Barcelona’da Şatobiryan masanızın hemen yanında flambede hazırlanıyor. Şatobiryan’ın servis tabağında kıtır ekmek, Amerikan patates ve haşlanmış sebze bulunuyor. Flambede şarapla birlikte kızartılan bonfile etleri servis tabağında bulunan kıtır ekmeklerin üzerine yerleştiriliyor. Şatobiryan’ın yanında bearnaise sos, paper sos ve sour sos veriliyor. 550-600 gr bonfile etiyle minimum 2 kişilik hazırlanan Şatobiryan’ın fiyatı 72 TL.

***

 

Han Tex-Mex

Meksika mutfağında oldukça iddialı olan Han Tex-Mex Şatobiryan’da da öne çıkıyor. Müşteri önünde falambede hazırlanan Şatobiryan’ın içinde 500 gr bonfile, mantar, soğan, biber çeşitleri ve değişik sebzeler bulunuyor. Şatobiryan’ın servis tabağında ise haşlanmış sebzeler, folyo patates, pilav ve kızarmış tost ekmeği yer alıyor. Az veya çok pişmiş bonfile dilimleri bu kızarmış tost ekmeğinin üzerine konuluyor. Kremalı mantar sos, bearnaise sos ve paper sos ile servise sunulun iki kişilik Şatorbiyan’ın fiyatı 55 TL.

Hacamat Nedir



Hacamat Nedir? Hacamat deri altında birikmiş, damarda dolaşmayan, atıl kalmış, vücuda zararlı ve biriktigi noktada ilgili organa zarar veren PiS KANIN vücuddan dışarıya alınması işlemidir.
Hacamat ile Kızılay’a kan vermek arasında çok fark vardır. Kızılaya damardan verilen kan vücudun kullandığı temiz kandır. Hacamatla sadece pis kan alınır.
Hacamat daha yapılır yapılmaz kişide bir rahatlama ve hafifleme olur. Eğer Hacamat yapan uzman ve ehil ise başta tansiyon, migren, bel fıtığı, boyun ağrıları, romatizmal hastalıklar, karaciğer yağlanması, kolesterol başta olmak üzere bir çok hastalık tedavisinde başarılı sonuç alınır.
Hacamatın hiç bir yan etkisi ve zararı olmaması; Hacamat’ı diğer tedavi yöntemlerine göre üstün kılar.
Örneğin modern tıbda migren ve yüksek tansiyon gibi hastalıkların tedavisi yoktur. Hacamat ile tansiyon, migren ve yüksek kolesterol  hastalıkları nerdeyse %100′e yakın oranda  hastaların ilaç almalarına gerek kalmayacak şekilde tedavisi mümkündür. Nerdeyse %100 dedik, çünkü sonuçlar hastalığın ilerleme seviyesine ve hastanın yaşına beslenme alışanlıklarına göre değişik oranda sonuçlar gösterir. Yaşı çok ilerlemiş, (65+)  kılcal damarları kurumuş, hastalığı kronikleşmiş kişilerde başarı oranı daha azdır.
Ayrıca Tansiyon, migren gibi hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar ise sadece geçici rahatlama sağlar.  Zamanla ilaçların yan etkileri ortaya çıkar. Buda yeni hastalıkların başlangıç sebebi olur.
İslamda Hacamat Hacamat Nerdeyse Hazreti Adem (AS) ile  başlamış olup bir çok peygamber zamanında değişik kavimlerde uygulanmıştır. Yazılı kaynaklara göre hacmat ın 5,000 yıllık geçmişte de uygulandığını biliyoruz.
İslamda ise Hacamat; Rasulallah Efendimize (sav)  Mirac da Hacamat yaptırmanın önemi vurgulanarak ‘Ümmetine tavsiye olması’ melekler arzedildiği Hadis-i Şerfilerle sabitdir.
Bir hadis-i Şerifde Peygamber Efendimiz(s.a.v) buyuruyorki;  ‘Sizin tedavi olmak için başvuracağınız en iyi çare Hacamattır’ (Hadis-i Şerif) (Nesei)
Abdullah b.Abbas(r.a) Şöyle demiştir:Peygamber Efendimiz(s.a.v) Miraç gecesinde meleklerden hangi topluluğa uğradımsa bana ‘ümmetine kan aldırmayı emret’ diye tavsiye ettiler.
Unutkanlık, migren, Tansiyon, kolestrol, Pisikolojik rahatsızlıklar, Deprasyon, Belfıtığı, romatizma, İltihaplı eklem romatizması, Sedef, alaca, görme bozuklukları, erken yaşlanma cild kırışıklığı,  gibi bir çok rahatsızlık tedavisi Hacamatla mümkündür. Hacamat’a tedavi edilen diğer hastalıklar nelerdir ve  nasıl tedavi edilir merak edenler,  ‘HACAMAT’LA HASTALIK TEDAVİSİ sayfamızı tıklayarak/ziyaret ederek okuyabilir.

Şevketi Bostan


Şevketi bostan bitkisinin faydaları

18 Nisan 2013 | Yazar: Şükrü Demir | Henüz yorum yapılmamış | 314 Görüntülenme
Türkiye’de Marmara, Akdeniz ve Ege bölgesinde kırlarda ve tarla boylarında kendiliğinden yetişen şevketi bostan bitkisi, aşırı tüylü ve dikenli, yaz boyunca sarı çiçekler açan bir yıllık otsu bitkilerden biridir. Aynı zamanda bazı evlerin bahçelerinde de yetişen şevketi bostan bitkisi acı bir tada sahip olan flavonid maddesi, uçucu yağ ve yapışkan bitki sıvılarını bünyesinde hapsetmektedir. Şevketotu olarak da isimlendirilen bu bitkinin pişirilip yenmesi vücut için sayısız faydalar sağlar. İşte şevketotu ya da şevketi bostan bitkisinin faydaları:
Şevketi bostan bitkisinin faydalarıŞevketi bostan faydaları
Şevketi bostan idrar söktürücü bir özelliğe sahiptir. Sindirim ve safra salgılarını da arttıran bu bitki, bağırsaklarda birikiş olan gazın dışarı atılmasında da yardımcı olur. Sindirim zorlanmasından dolayı şiddetli karın ağrısı çekiyorsanız, şevketi bostan ile bu sorununuza çara bulabilirsiniz.
Şevketi bostan aynı zamanda aşırı zayıf olan kişilerin kilo almasını ve kilo problemlerinden kurtulmasını da sağlar. Çok iyi bir iştah açısı özelliği bulunmaktadır. Aynı zamanda hemoroit ve ishal gibi sorunlarında giderilmesine olanak sağlar.
Şevketi bostan yararları arasında doku ve damar büzücü etkisi de bulunmaktadır. Bu özelliği sayesinde kanamaların kısa sürede durmasını sağlar. Yaraların temiz kalmasını sağlayarak mikrop kapmasını önler ve yaraları kısa sürede iyileştirir.

Benzer Yazılar

zihni-guclendiren-bitki-cayi-tarifi
Beyninizin daha iyi çalışması, ilk bakışta anlamlandıramadığınız ya da tanıyamadığınız şeyleri kısa sürede anlaması, sorunlar karşısında hızlı çözüm üretebilmesi ve daha pek çok hususta hızlı ve etkili karar verebilmesi için zihni güçlendirmenin yollarından bir tanesi olan zihni açan bitki çayını i�...
stevia-bitkisi-nasil-kullanilir
Kan şekerini düzenlemede, hipertansiyonu önlemede, daha fazla kalsiyum emilimini sağlamada, kalorisiz olduğu için kilo vermeye yardımcı olmada, dişlerde plak oluşumunu yavaşlatmada ve diş çürüklerini önlemede oldukça başarılı olan stevia bitkisi, şeker yerine kullanılması önerilen doğal bir tatlandırıcıdır. Pe...
stevia-bitkisinin-faydalari-nelerdir
Doğal tatlandırıcı özelliği bulunan, bir tutamı bir litre çay ve kahve gibi içeceklerin tatlanmasını sağlayan, şeker ve diğer suni tatlandırıcıların aksine vücuda zararı bulunmayan stevia bitkisinin diğer faydalarını yazımızın devamında öğrenebilirsiniz. Şeker bitkisi olarak da bilinen stevia bitkisinin vücu...